11 Şubat 2010 Perşembe

Bebek İskelesi

Şöyle bir düşününce etraflıca İstanbul'da yaşamak gerçekten bir ayrıcalık.. Bir de benim gibi Avrupa yakasında oturuyor olup Anadolu yakasında da okuyorsanız o zaman durum daha da ilginç bir hal alıyor. Yabancı arkadaşlarıma okula gitmek için kıta değiştirdiğimi söylüyor ve " bakın görüyor musunuz okumak için ne kadar istekliyim" diyip gülüyordum.. =)
Aslında evimiz Arnavutköy iskelesine daha yakın ama ben hep Bebek iskelesinden binerim vapuruma.
Haftanın belli günlerinde Bebek'ten okula gitmek, pazar günleri Bebek'te arkadaşlarımla kahvaltı edebilmek çok keyiflendiriyor beni..
Haftanın belli günleri Bebek İskelesi'nde vapur beklerken gözlemlediğim ise bambaşka bir yolcu profili.
Bir yanda kitap okuyan gençler, diğer yanda birinin Türk olduğundan emin olduğum İngilizce konuşan iki yaşlı bayan veya çok zarif bir Türkçe'yle görevliye vapurun saat kaçta olduğunu soran beyfendilerin beyfendisi beyler.. Bunun dışında Bebek Büfe'nin çalışanıyla da konuşmanız lazım. Ben böyle saygın bir büfe çalışanı görmedim. Onun da Türkçesi tam İstanbul Türkçesi! Çok akıcı..
Büfeden birşeyler alıp iskeleye vapurunuzu beklemek için ilerlediğinizde müthiş Bebek Parkı'nın da huzuru sizi yaşama sevinciyle dolduruyor adeta. Ufak yolculuğunuz sırasında leopar desenli taytlarla köpeklerini dolaştıran ya da atletik vücutlarıyla sabah koşusuna çıkan insan karelerine de rastlamız kuvvetle muhtemel.
Her yönüyle, her detayıyla çok seviyorum Bebek'i..!